Firaz.Net
Web sitemiz 2006 yılında zehirli.org adı ile yolu çıkmıştır. Zamanla farklı isimler altında siteler de oluşturduk. Tüm bu siteler firaz.net çatısı altında bir araya gelmiştir.
Firaz kelimesi Türkçe'de çıkış, yükseliş, yokuş yukarı çıkmak anlamlarında kullanılmaktadır. Aynı zamanda tarihte 633-634 yılları içinde Sasani ve Bizans ordusu ile yapılan muharebenin de adıdır. Altyapımız daha önce drupal idi. Güncel ihtiyaclar göz önüne alarak sıfırdan geliştirdik.
Sitemizde toplam 10bin yorum ve 20bin konu vardır. İçerik yapılanmamızı ve sunumumuzu günün şartlarına göre tekrar gözden geçiriyoruz.
Türk edebiyatından Nabi'den bir şiir:
Fehm eyledim sarîr-i kalemden bu râzı kim
Çoktur reh-i emelde firâz u nişîbler
(Nâbî).
Hürrem'in Padişah Oğlu KIBRIS'ın fatihi
İzledikleri iftira dolu diziye kanıp tarih okumadan atıp tutanlardan şok bir iddia da. Hürrem Sultan intikam almak için en becereksiz evladını osmanlı padişahı yapmış.
Kim peki bu en becereksiz oğul?
Tabi ki 2. Selim Han Hazretleri.. Namı diğer Sarı Selim.
İnanılmaz ama ŞOK.. Topu topu 8 senelik padişahlık yapmış. Ve döneminin en büyük fethi ise KIBRIS'ı 50 bin şehit vererek alması olmuş.
Bunu kaç kişi biliyor. Fatihin İSTANBUL'u feth etmesi kadar önemli bir kaleyi osmanlı topraklarına katmış. Taa ki 1923 LOZAN ANLAŞMASINA kadar..
Hürrem Sultan'a bir de bu gözle bakın
Hürrem Sultan; hep entrikalarla, oyunlarla anlatılıyor. Oysa o, bunlardan çok hayırlarıyla anılması gereken bir kadın. Bir ömre sığmayacak kadar çok hayratı var. Bulgaris-tan'dan Mekke'ye kadar pek çok şehri, ihtiyacı olan yapılarla süslemiş. Ölmeden bir yıl önce, Peygamber Efendimiz'in (sas) hadis-i şerifine nail olabilmek için Kudüs'te yaptırdığı 'Haseki Sultan İmareti' bunlardan biri sadece.
Tarih, 18 Nisan 1558. Yedi iklime nam salmış Muhteşem Süleyman'ın sarayında yas var. Hükümdarın gözünden bile sakındığı, hası, hasekisi, Hürrem Sultan ebedi âleme intikal etti. Ardında kalanlar ise sadece, daha çok romanlarda, dizilerde bahsedilen cinayetler, entrikalar ve kıskançlıklar...
Peki, büyük bir devletin adı en çok bilinen kadın sultanını anlatmaya, bunlar yeterli mi? Günün şartları göz önüne alınmadan yapılan acımasız eleştiriler, Hürrem Sultan'ı hep kötü anlattı, anlatmaya da devam ediyor.
Sultan üzerine yapılmış gerçek bir akademik çalışma olmamasına rağmen, Batılı hayalperestler ya da bazı kesimler onun, Kanuni ile geçirdiği 40 yıllık ömürde sadece ihtiraslarını görüyor, hayırseverliğine değinmiyor. Ama, Hürrem Sultan ömrünü, hakkında söylenenleri gölgede bırakacak hayırlarla donatmış. İşte onun unutulan özelliği: 'Hayırseverliği!'
Don kişotlar kahramanlık peşinde
İnternet sanal alem. Monutör arkası kahramanların yetiştiği çöplük. Sosyal medya vs gibi yollarla kendilerine yeni yollar bulmuş insanların egolarını tatmin ettiği saha...
Bazıları var, sanal kahramanlıklara soyunmuşlar.
Kazara açtıkları bir site tutmuş. Kazara şans eseri binlerce insana ulaşıvermişler.
Bu ellerindeki nimet onları zafer serhoşluğuna götürmüş.
Kendilerini asan kesen, her türlü at koşturabilecek kahraman olarak görmeye başlamışlar. Ve don kişotluk yapmaya başlamışlar.
"Yalnız Kur'an" diyenler Müslüman değildir
İmam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder:
"Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:
- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.
İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:
- Sen Kur’anı okudun mu?
- Evet.
- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?
- Hayır.
- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
- Hayır.
- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?
Herkese bir yazar ve bir konu
Şöyle bir düşünün..
50bin-100bin kendine inanmış ve geleceğe umutla bakan bir kitle olsun.. Bunlar öğretmenler, imamlar ya da sağlık çalışanları olabilir..
Ya da her ayrı meslek dalından seçilmiş özel insanlar da olabilir. Ya da sıradan işçi öğrenci insanlar da olabilir.
Kardeş şehirler gibi düşünün. Her biri kendisine geçmişte yaşamış ünlü tanınmış bir ismi hayat yoldaşı seçtiğini farz edin.
bu bin yıllık türk-islam cografyasında yaşamış tanınmış bilinen ünlü yazar araştırmacı siyasetçi vs vs olabilir.
Kuranı kerimde rüya tabirleri ile alakalı ayetler
Enfal Suresi 43. Ayet : Hani Allah, sana rüyandan onları az gösteriyordu; eğer sana onları açık gösterseydi, korkacak ve kumanda da tartışacaktınız. Fakat Allah, selamete bağladı; çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.
Yusuf Suresi 4. Ayet : Bir vakit Yusuf babasına: “Babacığım, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki, onlar bana secde ediyorlar.” dedi.
Yusuf Suresi 5. Ayet : Babası: “Yavrum, rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar; çünkü şeytan, insana belli bir düşmandır.
Yusuf Suresi 36. Ayet : Onunla birlikte zindana iki delikanlı daha girdi. Birisi: rüyada kendimi şarap sıkarken görüyorum.” dedi. Diğeri: “Ben, rüyada kendimi basımın üstünde bir ekmek götürürken görüyorum, ondan kuşlar yiyor. Bize bunun tabirim haber ver; çünkü biz seni iyilik sevenlerden görüyoruz.” dedi.
Cariyeler padişahın eşleri midir?
Osmanlı Padişahları, Harem dâirelerinde istihdam ettikleri veya karı-koca hayatı yaşadıkları cariyelere şer’-i şerifin hükümlerini aynen tatbik etmişlerdir. Osmanlı Hareminde Orhan Bey zamanından beri cariyelerin bulunduğu ve istihdam edildiği ifade edilmektedir.
Ancak harem’deki cariyelerin sayıca artması, Fâtih döneminden itibaren başlar. Zira Fâtih devrinde devlet idaresi devşirmelerin eline geçtiği gibi, harem’de de böyle olmuştur. Nasıl devşirilen erkekler, Enderun Mektebinde terbiye edilerek Osmanlı Devleti’nin askerî ve idâri üst makamlarına yükselme imkânlarını elde etmişlerse, Harem Mektebine alınan cariyeler de zekâlarına, ahlaklarına ve güzelliklerine göre, evvela haremin hizmetçi statüsündeki grubu olan câriye, kalfa ve ustalar makamlarına ve sonra da Padişahlar tarafından seçilmeleri halinde Padişah ile karı koca hayatı yaşayan gözde, ikbal ve Kadın Efendi ve neticede valide sultân payelerine kadar yükselme imkânlarına kavuşabilmektedirler.
O halde harem mektebinde yetişen cariyeleri iki gruba ayırmak icabedecektir:
Bir Türk olarak Kürtlere Soruyorum
Kürtlere bunu diyebilen bir gazeteci daha olmamıştı...
Böyle yürekli eleştiri gördünüz mü?
'Posta' Gazetesinin Ankara temsilcisi Hakan Çelik'in yazısı:
BİR TÜRK OLARAK KÜRTLERE SORUYORUM
Suçlunun yürüyüşü ele veriyor!..
İngiltere'de yapılan yeni bir araştırmaya göre suçluları yürüyüşünden tanımak mümkün. Bilimadamları, insanların yürüme şeklinin parmak izi gibi kimlik tespitinde kullanılabilecek kadar birbirinden farklı olduğunu belirledi.
Southampton Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, insanların yürüme şeklinin parmak izi gibi kimlik tespitinde kullanılabilecek kadar birbirinden farklı olduğunu ortaya çıkardı.
İçine 12 kamera yerleştirilmiş bir biyometrik gözlem tüneli kullanılan araştırmada, buradan geçen 25 kişinin benzersiz üç boyutlu görüntüleri elde edildi. Bu tekniğin, havaalanlarında güvenliği sağlamak da dahil olmak üzere, farklı amaçlara yönelik kullanılması düşünülüyor.
Araştırmayı yöneten Darko Matovski, yürüme şeklinin güvenilir bir biyometrik veri olarak kullanılabileceğinin ilk kez ortaya çıkarıldığını söyledi.
Ramazanda bu sahte hocalara dikkat
İnternette sosyal ağlarda dolaşan güzel bir çalışma hazırlamışlar. biz de buradan paylaşalım istedik..
Kanuni, oğlu Mustafa’yı neden öldürttü?
Tarihçinin görevi teşhis ve tespittir. Yargılamayı Allah yapar. Herhangi bir kişi hakkındaki en yanılmaz hükmü sadece Allah verir...
Bu bakımdan padişahların, sadrazamların, vezirlerin ve hepimizin hesap vermemiz kaçınılmazdır. Günah işleyen padişah bile olsa bunun sonuçlarına katlanacaktır.
Bir nokta daha: Tarihçi, tarihin (ve tarihi şahsiyetlerin) ne avukatı, ne yargıcı, ne de cellâdıdır.
Bu girizgâhtan sonra, diyeceğim şu ki, Şehzade Mustafa’nın katlinde gerçi Hürrem Sultan’la Sadrazam Damat Rüstem Paşa’nın parmağı var, ama Şehzade’nin bazı yanlış davranışlarının da bunda büyük payı olduğu kesin.
Rüya, sembollerin dilini kullanır
‘Venüs Bağlantısı’, ‘Bir Kadını Öldürmek’ ve ‘Yeni’den Doğanlara’ adlı kitapların yazarı Sibel Atasoy, aynı zamanda bir ‘rüya görüşmecisi’. Rüyalar üzerine çalışmalar yapan Atasoy, kişinin rüyalarını dinliyor ve sorular sorarak çözümlemesini sağlıyor.
Aman dikkat! Aradaki adam vurgunu!
“Aradaki Adam” adı verilen yöntemde dolandırıcılar, önce sahte mail adresleri alıyor. Ardından 2 şirket arasına girip ödemenin kendisine yapılmasını sağlıyor
Aman dikkat! Aradaki adam vurgunu!
GİRİŞ 01.04.2018 07:53 GÜNCELLEME 01.04.2018 07:54
Siber dolandırıcıların yöntemleri, dijital gelişmeleri nasıl kötüye kullandıklarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Uluslararası nitelikli bir dolandırıcılık yöntemi olan "Man In The Middle/Aradaki Adam" tekniği birçok ülkede bilgisayar korsanı ve siber dolandırıcılar tarafından kullanılıyor.
"Aradaki Adam" yönteminde şirketler, yöneticileri, iş adamları ve mali kaynakları hedef alınıyor. Uzun süreli ticaret ilişkileri bulunan 2 şirketin arasına giren dolandırıcılar yüklü vurgun yapıyor.
MAİL ADRESİ ALDATMACASI
M.İSLAMOĞLU OKUYUCULARINI FELAKETE SÜRÜKLÜYOR
Mustafa İslamoğlu'nun sitesinde şu ifadeleri görüyoruz:
Razi buna şöyle cevap verir: "Eğer o kul sonsuz bir hayat yaşasaydı yine de küfründen dönmeyecekti. Bunu Allah bildiği için azabı sonsuz yaptı. Biliyorsunuz cehennemin sonluluğunu başta büyük sahabiler, İbn Teymiyye, İbn Arabi ve bir çok isim savunmuş, İbn Kayyım bu konuda Hadi'l-Ervah diye de bir kitap yazmıştır. Buna Kur'an'dan bazı ayetler de delil gösterilmiştir.. Ne olur sanal ortamda halledilmesi mümkün olmayan böyle soruları e-posta ile sormayınız. Buna zamanım asla elvermez ve yine yarım kalır cevap.
12/03/2007 Tarihini taşıyan bu yazıyı bugün (20/06/2007) buraya kopyaladım.
M. İslamoğlu'nun fena-i nar (Cehennemin sonluluğu) görüşünü benimseyip benimsemediği -yukarıdaki yazısından- tam olarak anlaşılmıyor. Ancak, M. İslamoğlu'nun bu yazısını büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görüyorum. Çünkü,"Büyük sahabiler Cehennemin sonluluğunu savunmuştur" diyor.
Bunu okuyan ve itikadi konularda sağlam bir altyapıya sahip olmayan bir kişi ne düşünür? "Büyük sahabiler" haşa kâfir veya sapık olamayacağına göre, Cehennemin sonlu olduğuna inanmak sapıklık sayılmaz, hatta kabul edilebilir bir inanıştır, neticesi çıkar.
Ateistler ahmet hulusiyi delil gösteriyorlar
Yaklaşık 4 yıl önce koyu bir din karşıtı yada kısaca ateist bir arkadaş ile yaptığım bir tartışmada adını duydum bu adamın. Bu adamın diyorum çünkü kendisini hiç saygıdeğer bulmadım. Atesit diyorum çünkü ramazan da oruç tutmamla dalga geçen bir arkadaşdı. Bende bayramını kutlamıyordum aynı yerde çalışıyorduk. Bu bayramlar Allah a inananlar için diye bende ona laf sokardım sık sık.
Neyse bi gün yine bir tartışmamızda bana delil olarak Ahmet Hulusinin sitesinden bir alıntı ile savunma yapıyordu. Bende kıllandım ateist tanıdığım sürekli Allah inancını sorgulayan birinin Ahmet Hulusi gibi bilge! birinin sayfasından haberdar olması benim bilmemem beni çok şaşırtmıştı. Neyse ona gereken cevabı verdim ama Ahmet Hulusiye takıldım.