Firaz.Net

Web sitemiz 2006 yılında zehirli.org adı ile yolu çıkmıştır. Zamanla farklı isimler altında siteler de oluşturduk. Tüm bu siteler firaz.net çatısı altında bir araya gelmiştir.

Firaz kelimesi Türkçe'de çıkış, yükseliş, yokuş yukarı çıkmak anlamlarında kullanılmaktadır. Aynı zamanda tarihte 633-634 yılları içinde Sasani ve Bizans ordusu ile yapılan muharebenin de adıdır. Altyapımız daha önce drupal idi. Güncel ihtiyaclar göz önüne alarak sıfırdan geliştirdik.

Sitemizde toplam 10bin yorum ve 20bin konu vardır. İçerik yapılanmamızı ve sunumumuzu günün şartlarına göre tekrar gözden geçiriyoruz.

Türk edebiyatından Nabi'den bir şiir:

Fehm eyledim sarîr-i kalemden bu râzı kim
Çoktur reh-i emelde firâz u nişîbler
(Nâbî).

En fazla 4 cariyeyle nikah kıyılabilir


Prof. Ahmet Akgündüz, padişahların 'çok eşliliği' ve cariyelerle halveti konusuna ise şöyle açıklık getirdi:

"Bir padişah, veya siz, isteseniz İslam'a göre, İslam hukukuna göre bir cariye ile de nikah kıyabilirsiniz. Nikah kıydığınız an, o cariye sizin hanımız olur. Nikah kıydığınız cariyelerin sayısı dördü geçemez. Bu önemli bir hukuki statü. Şayet bir çocuğu olur ise o cariyeyi hür hale getirmek mecburiyetindesiniz."

Akgündüz, harem mektebine alınan cariyelerin zekâlarına, ahlaklarına ve güzelliklerine göre, evvela haremin hizmetçi statüsündeki grubu olan cariye, kalfa ve ustalar makamlarına ve sonra da Padişahlar tarafından seçilmeleri halinde Padişah ile karı koca hayatı yaşayan gözde, ikbal, kadın efendi ve neticede valide sultan payelerine kadar yükselme imkânlarına kavuşabildiğini anlattı. Akgündüz, sarayda sayıları bazı dönemler 500'e kadar ulaşan cariyelerin çok büyük bir kısmının hizmetçi grubundan olduğunu dile getirdi.

En zengin Müslüman ülke hangisi?

Dünyanın en büyük 16. ekonomisi olan Türkiye, İslam Konferansı Örgütü üyesi 57 ülke arasında ise birinci sırada yer alıyor. Satın alma gücü paritesine göre GSMH’sı 1 trilyon Doların üzerinde olan Türkiye, 57 Müslüman ülke arasında GSMH’sı

İŞTE NÜFUSU EN KALABALIK MÜSLÜMAN ÜLKE-TIKLAYINIZ

PEYGAMBERİMİZİN AHLÂKİ ÖZELLİKLERİ

Peygamberimizin ahlâkının en önemli özelliği, Allah vergisi oluşudur. O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir. Onun ahlâkı Allah tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir. Yüce Allah onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır.

O dünyaya gözünü açıp kapayıncaya kadar hep aynı huy ve ahlâk üzerinde yaşamıştır. Ondaki güzel vasıflar yaratılışında mevcuttu. Onu eğiten, edep ve ahlâkın en üstün özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir.

İşte bundan dolayı, onu kendisine örnek kabul eden insan, onu ne kadar taklit edebilirse, o kadar istifadesi fazla olur, o nurdan aldığı feyiz, o nisbette çoğalır.

Peygamberimizin ahlâkının en belirgin özelliklerinden birisi de, insan yaratılışında var olan birbirine zıt ve ters huyları en mükemmel şekilde bağdaştırıp, bütün duyguların ideal noktasını bulmasıdır. Hiçbir şekilde aşırılığa kaçmadan, orta yola, doğruya ulaşmasıdır.

Peygamberimiz, herkesin arzu edip de bir türlü ulaşamadığı en üstün değerleri ve olgunluğu mükemmel bir şekilde hayâtı boyunca ümmetine göstermiş, bütün insanlığın gözleri önüne sermiştir.

Ahiret Gününe İnanmanın Faydaları


Âhiret gününe inanmak insana sorumluluk duygusu kazandırır. Sorumluluk duygusu taşıyan bir insan davranışlarına dikkat eder.

Âhirete inanmak demek; öldükten sonra tekrar dirileceğimize ve dünyada yaptığımız işlerden Allah'ın huzurunda hesap vereceğimize, iyilik yapanların mükâfat göreceklerine, kötülük işleyenlerin cezalandırılacaklarına inanmak demektir. Bu inanç insanı kötülük yapmaktan sakındırır, iyiliğe ve doğruluğa yönelterek ahlâk ve fazilet sahibi yapar. Bu inanca sahip insanlardan meydana gelen bir toplumda hiç kimse başkasına zarar vermez, herkes birbirinin hakkına saygı gösterir, elinden geldiğince iyilik yapar. Bu davranışlar kişiler arasında karşılıklı olarak sevgi ve güven duygularını geliştirir.

Âhirete inancı olmayanlar, ölüm anında gerçekleri görecek ve Allah'ın emirlerini yapmak için dünya hayatına geri dönmek isteyeceklerdir. Ancak iş işten geçmiş olduğu için bu istek kabul edilmeyecektir.

Hürrem Sultan'ın dini nedir? Müslüman mıdır?



Bu başlık dizinin etkisinde kalarak internette çeşitli ortamlarda yazılmış yorumlar karşısında şiddetle uyarılması gerektiği için kaleme alınmıştır.

Hürrem Sultan'ın dini nedir?
Hürrem Sultan müslümanmıydı?
Hürrem Sultan gizli yahudi ya da hristiyan olabilir mi?

Cevap: Hayır asla!!! Hürrem Sultan Müslümandır.

İslam dininde bir kişi ben müslüman oldum deyip şahadet getirdikten sonra asla o kişinin inancı sorgulanmaz. Acaba kafir mi değil mi diye sorgulanamaz. O müslüman olmuştur.

Eğer bir kişi ayetleri inkar ederse. Kuranı inkar ederse o zaman dinden çıkar. Mürted olur.

Osmanlıda Cariyelik Sistemi


CARİYELER Hünkâr Kalfaları

Harem kadınlarının yükselebilecekleri en yüksek makamdır. Görevleri padişahların hizmetlerini görmek , padişahın günlük işleriyle uğraşmak, yemeği hazırlamak şeklinde sıralayabiliriz.

Bu kadıların aralarındaki rütbeler şöyledir;

Pargalı ibrahim paşa neden idam edildi

Muhteşem Süleyman, adı süleyman dönemi de muhteşem olunca onu sahiplenmek isteyen çok olacaktır..

Henüz atalarının midelerinde vitamin bile olamamış ideoloji ve gruplar bile pargalıyı bir şekilde kendileri ile özdeştirmeye kalkışabilecektir..

Kalkışmaktalar da..

Pargalı ibrahimin idamı ve idamına gelen süreçte en çok konuşulan mevzulardan birisidir.

İddialar:

1. grup; Hürrem Sultan'ı entrikacı olarak gören sınıf hürrem sultan ile bağdaştırıp, pargalının ayağını hürrem sultan kaydırdı deyip bunu destekleyici iddialar ve delilleri toplamakla meşguller

2. grup; Avrupa menşei gizli güçlerle bütünleştiren kesim var. Pargalının aynı menşei tarafından yetiştirilip osmanlıya yerleştirildiğini düşünmekteler ve bunu destekleyici seneryolar oluşturma derdindeler

İlâhiyat profesörleri Kur’an’daki hataları (!) düzelteceklermiş

Öğrenince dehşete kapıldım...Kur’an’da da hatalar varmış ve bazıları bunu düzeltecekmiş!

Kur’an’a ve onun Allah’ın koruması altında olduğuna inanan bir kimsenin böyle bir şeye kalkışması, bunu söyleyebilmesi, hatta düşünmesi mümkün değil.

Ama maalesef doğru ve şâhitler hayatta.

Nisan 1994...

Bursa-Gönlü Ferah Oteli’nde bir toplantı yapılıyor.

Kur’an Vakfı’nın tertiplediği toplantıda konu şu: Dinde Islâhât Yapılmalı...

Lügatlar, “Islâhât” kelimesi hakkında şunları yazıyor:

ISLÂHÂT: Düzeltme, iyileştirme işleri, reform. Eksik ve kusurlarını giderme, tamamlama. Kötü yönlerini düzelterek mükemmel bir hale getirme.

İNGİLTERE’DE İSLÂM ARAŞTIRMALARI

Avrupa’da İslâm ve Doğu araştırmaları yapan ülkelerin öncülerinden olan İngiltere, Uzakdoğu ve özellikle Ortadoğu ile çok erken bir dönemde başlatıp daha sonra sömürgeciliğe dönüştürdüğü ekonomik, askerî ve kültürel ilişkilerini aynı süreçte ilmî araştırmalarla birlikte geliştirdi. İngilizler’in İslâm kültürüyle tanışmaları, İbrâhim b. Azrâ adlı bir filozofun Endülüs’ün Tuleytula (Toledo) şehrinden Londra’ya gelip orada ders verdiği zamana (1158-1159) rastlar. Bunun ardından bazı İngiliz seyyahları Endülüs ve Sicilya’ya giderek müslümanları, dillerini ve kültürlerini daha yakından incelediler. Londra’da 1581’de ticarî amaçlı Levant Company’nin ve 1600’de Doğu Hindistan Şirketi’nin kurulması İngilizler arasında Doğu’ya karşı duyulan ilgiyi arttırdı. 1632’de Cambridge ve 1636’da Oxford üniversitelerinde Arapça kürsülerinin açılmasıyla da çalışmalar akademik düzeye yükseldi.

Abdullah bin Sebe kimdir?

Müslümanlar arasında Eshab-ı kiram düşmanlığını ilk aşılayan Yahudi dönmesi Abdullah bin Sebedir, “Sebeiyye” denilen sapık yolun kurucusudur.

Yatsı Namazı niye çok geç oluyor?

Soru: Yatsı namazının vaktinde, Fazilet Takvimi ile IGMG Takvimi arasında yaklaşık bir saatlik bir fark var. Bunun sebebi nedir?

Cevap: Yatsı namazının vakti, ufuktan kızıllığın kaybolmasıyla başlar. Bu da güneşin ufuktan belli bir açıda aşağı inmesine bağlıdır. Bu açı İmam-ı Azam’a göre -19° derece olup, İmameyn’e (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed) göre -17° derecedir. -17° derece hususunda diğer üç mezhep imamları da aynı görüştedirler.

Hangi ülke kaç yıl osmanlı hakimiyetinde kaldı

01. TÜRKİYE (......)
02. Bulgaristan (545 yıl)
03. Yunanistan (400 yıl)
04. Sırbistan (539 yıl)

05. Karadağ (539 yıl)
06. Bosna-Hersek (539 yıl)
07. Hırvatistan (539 yıl)
08. Makedonya (539 yıl)
09. Slovenya (250 yıl)
10. Romanya (490 yıl)
11. Slovakya (20 yıl) Osmanli ad:Uyvar
12. Macaristan (160 yıl)
13. Moldova (490 yıl)
14. Ukrayna (308 yıl)
15. Azerbaycan (25 yıl)
16. Gürcistan (400 yıl)
17. Ermenistan (20 yıl)
18. Güney Kıbrıs (293 yıl)
19. Kuzey Kıbrıs (293 yıl)
20. Rusya'nın güney toprakları (291 yıl)
21. Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adi: Lehistan

İnsan doğuştan Yaratıcıya inanıyor

Yapılan bir araştırma, insan beyninin doğuştan, fiziksel olarak inançlarla bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılara göre, Allah’a inanmaya programlıyız. İnanmak, iman etmek hayatta kalmak için bambaşka bir sebep sunuyor. Çocukların gelişme sürecinde yaşadıkları dini eğilimler, aslında doğdukları anda beyinlerinde bulunan inanç merkezlerinde temellenmeye başlıyor.

Tansu Çiller mi Kösem Sultan mı?

Ya ben bu insanları anlayamıyorum. Bir insan bu kadar omurgasız bu kadar karaktersiz olabilir mi?

Bir taraftan sen kadınların seçme ve seçilme hakkı verdik diye gurur duyarken diğer taraftan osmanlıda kadınların yönetimde söz hakkı vardı diye osmanlıyı her fırsatta kötüleyeceksin. Bu çelişki değil midir? Niyet üzüm yemek değil resmen bağcı döğmektir.

Ya da sen türkiye bir kadın başbakan çıkardı diye göbek atıp oynayacaksın. Ama diğer taraftan kösem sultan çok kötü bir kadındı deyip osmanlıyı lekelemeye çalışacaksın.

El insan diyorum ben.. El insaf..

EHL-İ SÜNNET KİMDİR?

Ehl-i Sünnet demek, Kur'an ve sünnetin öğrettiği şekilde inanan ve yaşayan Müslümanlar demektir. Ebedi kurtuluşa vesile olacak iman ve Allahu Teala'yı tanımak, ancak Ehl-i Sünnet itikadına sahip olmakla mümkündür. Sünnete uymak için Peygamberimiz (sav)’in Kuran uygulamalarını ve Ashab-ı Kiram'ı tanımak ve takip etmek gerekir. Çünkü bizimle sünnet arasında onlar köprü vazifesi görmektedir. İman ve İslam konusunda Ashabın yerini ve gereğini Allah Resulü (s.a.v) Efendimiz şöyle belirtmiştir:

"Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak; birisi hariç diğer hepsi Cehennem'de olacak" Oradakiler, hayretle: "O kurtulacak grup hangisidir Ya Rasulallah" diye sordular, Efendimiz (s.a.v): "Benim ve Ashabımın yolunda olanlar." buyurdu. (Tirmizi, iman; 18.)

Bu kurtulan fırkaya "Fırka-i Naciye" denir. Bu fırkanın bir diğer ismi de "Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat" fırkasıdır.

İtikad ve amelde bütün hak mezheplerin buluştuğu nokta Kur'an ve sünnetin çizdiği noktadır. Bu mezheplerin bütün çabaları Allahu Teala'nın ve Resulünün (s.a.v) muradını anlamak, anlatmak ve yaşamaktır.